Kudüs İslam’ındır ve Öyle de Kalacaktır.
Kudüs konusunu gündeminden hiç düşürmeyen Anadolu Gençlik Derneğimiz iki yıl önce “Liseli Gençler İlk Kıblesi ile Tanışıyor” kapsamında liselerde Kudüs’ün önemini anlatmış ve İslam coğrafyasındaki önemine dikkat çekmişti. İşte son açıklamamız:
Son günlerde ABD’nin İsrail’e destek amacıyla Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacağını ilan etmesine karşılık Müslüman dünyasında Kudüs bilinci tekrar canlanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın böyle bir hareket karşısında sessiz kalınmayacağını belirten açıklamaya İsrail’den küstah ve haddi aşan bir açıklama gelmiş bu açıklamada Kudüs’ün 3000 yıldır Yahudilerin olduğu söylenmiştir. Kudüs ilk günden bu güne kadar çok kısa aralıklar hariç hep İslam’ın olmuş, İslam dışına çıkan insanoğluna karşı Yüce Rabbimiz yine aynı bölgeye peygamberler göndererek insanların İslam’a dönmelerini sağlamıştır. Yani Kudüs hiçbir zaman bugünkü İsrail’in temsil ettiği sapkınlığın değil Âdem AS.’dan günümüze hep Tevhid inancının temsilcisi peygamberlerin ve ümmetlerinin olmuştur.Yahudiler bu topraklara hiçbir zaman sahip çıkmadıkları gibi bu topraklarda hep fitnenin, zulmün ve kargaşanın sebebi olmuşlardır. İnsanlığın yüz karası bu milletin son yüz yılda Filistin topraklarında yaptıkları ortadadır. Diri diri insanları yakmışlar, masum insanların canlı canlı uzuvlarını kırmışlar, hamile kadınların karınlarını deşmişler, milyonlarca masum Filistinliyi toplama kamplarında esir tutmuşlar, mallarını, evlerini gasp etmişler, özgürce ibadet etmelerine bile müsaade etmemişlerdir. Bilindiği üzere İsra ve Mirac olayı Kudus’te Mescid-i Aksa’dan gerçekleşmiştir. Adeta Müslümanlara Yüce Rabbimiz bu olayla bir kez daha Kudüs’e sahip çıkmamız için mesaj vermiş ve Efendimiz (SAV) Mescid-i Aksa da tüm peygamberlere imamlık yapıp namaz kıldırarak bu kutsal beldeyi onlardan teslim almıştır. Efendimiz peygamberlik döneminin 14 yılında Mescid-i Aksa’ya dönerek namaz kılmıştır. 638 yılında Hz.Ömer Kudüs’ü yeniden Tevhid inancına, İslam’a katmış ve yüzyıllar boyunca Kudüs medeniyetin, refahın, ilmin merkezi olmuştur. Kudüs ara ara Yahudilerin azgınlıkları ve Hristiyanların saldırıları ile İslam beldesi olmaktan çıkmışsa da bu süreler çok kısa olmuş hep bir yiğit komutan sahneye çıkarak tekrar asıl sahibi olan Müslümanlara teslim etmiştir.
Temennimiz, İslam dünyasındaki uyanış ve direniş hareketlerinin güç kazanması, bu kutsal mekânların tekrar Allah’ın kendilerinden razı olduğu salih kulların eline geçmesidir. Bunun ilk işaretlerinin görülmeye başlanmış olması bu ümidimizi arttırmaktadır. Her geçen gün güçlenen Müslümanlar, bir gün mutlaka işgal altındaki bu toprakları kurtaracak ve yeniden salih kimseler ve müminler yeryüzüne mirasçı olacaklardır. Yıllardır devam eden bu işgale “dur” demenin tam vaktidir. Her Müslümanın Kudüs için, Mescid-i Aksa için yapacağı bir şeyler vardır. Bu zulmün, bu işgalin sona ermesi gerekmektedir. Bu işgal bitmeden İslam dünyasındaki kan ve gözyaşı bitmeyecektir.”